Ya ben gerçekten ürkmeye başladım bu ülkede yaşamaktan...
"Madden ve manen happy" ne demek ya? Böyle bir şarkı falan yok değil mi? N'olur olmasın!
Ya "fıstık gıdıklama komisyonlar"? Ya gugıla soru soranları hoşgörür oldum yaaa.... Allah'ım aklıma mukayyet ol. Amin.
8 yorum:
"personal emaillere cevap vermiyormusun? bi arasalim dedim ama keyfin yok galiba see u"
az önce bu maili aldım, bloga mı koysam diyordum senin yazını okudum.
gerçi bu arkadaşın -sayılırsa- bi mazereti var,bikaç yıldır amerikada.
meselenin iğne ve çuvaldız dengesi de şu şekilde:
blogda takılmaya başlayalı beri büyük harf küçük harf ekleri falan unuttuğumu farkediyorum ciddi ciddi işle ilgili yazı yazmam gerektiğinde.
bilmiyorum sen ne anlatmak istiyordun ben böyle anladım.
selamlar,
ilber, slm nbr asl pls?
bunu da anlatmak istiyordum:)sadece salaklık değil tahammül edemediğim.
bu bahsettiğin slm pls nette ve telefonda oluyordur, zaman zaman herkes yapıyordur da
zaman geçtikçe sanki kullanılan dil tatsızlaşıyor gibi,bende 70lerin sonunda basılan teknik ders kitapları var önsözleri çok hoşuma gidiyor, hem gülümseme hem de bir roman okuyorum havası.
dil tabi değişecek evrilecek, 1940ların türkçesiyle konuşulacak diye bir kural konulamaz(kaldı ki 1940lar çok uzak tarih midir) ama dilin değişmiş hali de insana biraz zevk verecek. hani,"nasılsanız öyle yönetilirsiniz" diye bir söz var, nasılsak dilimiz de öyle oluyor galiba-şehirlerimiz de,davranışlarımız da.
kaldırımlarımızla,yazdığımız hele de konuştuğumuz dil paralellik gösteriyor.
misal ben "eski" kelimeleri severim, bunun bir sebebi de onlardan birini duyduğumda sanki hiç gitmediğim bir yol açılmış gibi, veya kullanılan bir patika genişlemiş gibi olur.
"böyle konuşmaya devam edersek n'olur?müze gezmesek n'olur?şunu yapmasak n'olur neyimiz eksik olur?"
tarzında sorular beliriyor insanın kafasında, bilmiyorum, böyle çirkin, insana rağmen insan için şehirlerde
insanlığa yakışmayan şekilde yaşar gideriz gibime geliyor.
senin cevabını öğrenmek isterim,
böyle konuşursak yazarsak n'olur ki?
ilber, kusura bakma geç bi cevap oldu... kafamı toparlayamıyorum. o sebepten biraz kopuk kopuk olacak ama;
bana da eski magazin dergileri ve hatta teknik kitaplar şiirsel geliyor. sadece eski kelimeler kullanıldığı için böyle olduğunu düşünmüyorum. nezaket var eski gazete manşetlerinde.
ve eski kelimeler kullanmayı ben de seviyorum. kimi zaman türkçe(!) olanı eskisini tam olarak karşılamadığından, kimi zaman kulağıma hoş geldiği için...
arapçanın matematik gibi olması hoşuma gittiği için vs. bu tercihtir. blog yazarken büyük küçük harflere dikkat etmemek de öyle. ama "keyfin yok galiba see u"nun tercih olmanın çok ötesine geçtiğini düşünüyorum. anneannemi anlayabilmek kadar onun beni anlaması da önemli bence. annemin çocuğumu anlaması...
see u diyosun, bi süre sonra see u diye düşünmeye başlıyosun. bu durum ürkütüyo işte beni. bu yüzden olmaz bence, böyle konuşursak olmaz...
2 sene önce sıraselviler civarında yürüyen bi' arkadaşımın yanından geçen çocuk telefonda konuştuğu kişiye şöyle seslenmiş:
''bahar geldi yaaa...get up stand up artık...anlıyo musun?''
suratı bembeyaz olmuş şekilde durumu banada aktardı ama ben birebir yaşamadığım için çabuk atlattım travmayı.arkadaşımsa uzunca bi' süre konuşamamıştı.
''canın cehenneme dostum! lanet olasıca beyaz kıçını kaldır ve buraya gel seni aşağılık pislik'' şeklinde konuşan birileri görsem bo kadarda şaşırmam ama yarım ondan yarım ondan apayrı bi' çılgınlık kesinlikle.
Ya Folyo yazsana; senin hayatindaki degisiklikleri Doli'nin blogundan ogreniyoruz! Alo!
@tavsan, yazıcam bi yerleşeyim de :)
birinin tatili bitmez öbürünün yerleşmesi.
Yorum Gönder