"alt çizme eyleminin aslında metne yönelmiş bir kişiselleştirme, bir özelleştirme eylemi olduğu gerçeğidir. okuma ediminin hem eleştirel yönünü hem de psikanalitik yönünü belirginleştirir. okuma sırasında zihinde oluşan etki ve tepkilerin dışavurumudur alt çizmek. okumanın niyetini ifade eder. metnin niyetinin nasıl okunduğunu da. metin ile okur arasındaki ilişkinin hem düşünsel hem de duygusal yönünü açığa çıkartır. alt çizmek, metinle okur arasındaki iletişimin görünen yüzüdür, okuma eylemine görünürlük kazandırır. bu bakımdan, aslında bir görünme arzusunu ve eş zamanlı olarak da yazma arzusunu ifade eder. bir tür yazarlaşma eylemidir yani okuma sırasında alt çizmek. "
-
-
Bunun dışında bir de kişi tarafından bilinmeyen sözcüklerin altının çizilip yanına anlamının yazılması eylemi vardır ki buna yataklık etmiş kitapları okumak ayrı bir zevktir. Bir sözcük daha önce başkası tarafından işaretlenip yanına anlamı yazılmışsa kitap okunurken, daha sonra okuyan ben, okumaya ara verip o sözcüğün kitabın daha önceki sayfalarında geçip geçmediğini kontrol etmekten büyük keyif alırım.
Eğer o sözcük kitapta ilk geçtiği anda işaretlenmişse bu, benden önce okuyanın dikkatli ve meraklı olduğunu gösterir bana. Özenirim, o andan itibaren onun gibi bir okuyucu olmaya karar veririm.
Eğer sözcük, kitaptaki beşinci(ya da üçüncü ya da sekizinci) görünümünde işaretlenmişse bu o kitabı benden önce de tembel ya da dalgın birinin okuduğunu gösterir. O sözcüğün ilk geçtiği sayfalarda dalgındır, sözcüğü farketmemiştir... Ya da ilk birkaç seferde o sözcüğü anlamamayı önemsememiş ancak yazar sözcüğü kullanmakta ısrar edince okuyan pes etmiştir. Onu kendime yakın hissederim, onu da kendimi de "doğru yola" sokmak isterim.
Severim daha önce başkasının okuduğu bir kitabı okumayı...
Eğer o sözcük kitapta ilk geçtiği anda işaretlenmişse bu, benden önce okuyanın dikkatli ve meraklı olduğunu gösterir bana. Özenirim, o andan itibaren onun gibi bir okuyucu olmaya karar veririm.
Eğer sözcük, kitaptaki beşinci(ya da üçüncü ya da sekizinci) görünümünde işaretlenmişse bu o kitabı benden önce de tembel ya da dalgın birinin okuduğunu gösterir. O sözcüğün ilk geçtiği sayfalarda dalgındır, sözcüğü farketmemiştir... Ya da ilk birkaç seferde o sözcüğü anlamamayı önemsememiş ancak yazar sözcüğü kullanmakta ısrar edince okuyan pes etmiştir. Onu kendime yakın hissederim, onu da kendimi de "doğru yola" sokmak isterim.
Severim daha önce başkasının okuduğu bir kitabı okumayı...
7 yorum:
senden aldığım "tehlikeli oyunlar"da tam böyle oldu bana da, işaretlediğin paragrafları iki kere okudum.
bi de, tekrar hoşgeldin... yeni template'inle :)
birine vermem nasıl olsa diye işaretlemişim işte :D
sen hoşgeldin asıl:)
Önceden "okunmuş" pileyboy, pentausların tekrar değerlendirilmesi hususunun da incelenmesini isterim, mümkünse bir erkek tarafından. Hem daha pişikolojik olur.
Bu vesile ile benden kitap ödünç alan ve geri vermeyi ihmal eden arkadaşları uyarmayı bir borç bilirim. Dismissed...
@ağlak adam, terbiyesis!
@bir bilsem, senin bende yok be kitabın. bi iş hukukunun genel esasları vardı üstüne yatmayı planladığım. onu da farkettin istedin. o kadar. başkasına laf sokuyosan da git onların "biro"sunda yap artisliğini.
Merhaba Aluminyumfolyo. Seni epeydir okuyordum ama yorum yazmak buguneymis.. (Baglanti icin de cok tesekkurler) Gecenlerde Mustafa Balbay yazdiydi. Yapilan arastirmaya gore Ataturk'un yasami boyunca 3997 tane kitap okudugu tahmin ediliyormus ve sadece okuduklarindan altini cizdiklerinin 12 bin sayfa tuttugundan soz ediyordu. Oturdum hesapladim, onumuzdeki kirk yil boyunca senede 100 kitap okusam ancak 4000 kitap eder. Dusuncesi bile yordu... Bu bilmedigin kelimeyi isaretlemede de, ben kelimenin anlamini cumlenin butununden bir turlu cikaramadiysam bakmayi tercih ederim. Bu da 3. veya 4. seferde olabilir. Her seferinde tembellik soz konusu olmayabilir yani ;) Sevgiler.
@Yeşilerik, hoşgeldin:) ben teşekkür ederim. evet aslında aynı tavır bende de kimi zaman ortaya çıkıyor. yazmadan kafamı toplama alışkanlığım yok genelde, o yüzden kaçırmışım o seçeneği:)
Yorum Gönder