Bir hafta dana gibi evde yattım ve tatil sonunda evi salı pazarı gibi bırakıp işe geldim...
Evin halini gören her insan benim adıma utanır yeminlen!
Şöyle anlatayım ki gözünüzde canlandırmakta zorluk çekmeyesiniz:
Girişte çamurlu zeminde dağınık duran dört çift ayakkabı, halının üzerinde yine dağınık duran dört çift sabo terlik...
Mutfak tezgahı ve masasında dörtgündüryediklerimizinbulaşıklarınıitinaylabiriktirdik sergisi, çekirdek kabuğu ile dolu bir çift tabak, yerde elma, mandalina ve ceviz poşetleri ve toz ve lekeler, ocak ve çevresinde -üç gün önce tavada yapılan balıktan kalma- yağ lekeleri ve mısır unu...
Salonda, koltuğun birinin tepesinde üç gün önce kardeşimin yattığı yatak ve bir diğerinin üstünde yine üç gün önce kardeşimin giydiği eşofman altı... Sehpanın üzerinde küpelerim, bir adet sümüklü mendil, bilumum döküntü...
Banyo halıları ve klozet kapağı örtüsü(örtü değildir ya onun adı-ne denir onu da bilmiyorum) çamaşır makinasının üstünde...
Yatak odasında dağınık bir yatak üstünde iki çift pijama, iki sandalye ve üstlerinde iki kişinin iki hafta boyunca giydiği tüm kılıklar...
Bunlar kullandığımız odalar... Kullanmadığımız odalarda da döküntülerimiz var tabii...
Neyse... Ben de rahatsız değildim bu durumdan, sevgilim de... (Şimdiye kadar kendimi avuturdum "dağınığım ama pis değilim" diye... Şimdi itiraf ediyorum ki hem dağınık hem pis bi' insanım ben!) Ta ki düne kadar...
Kombinin basıncı düşüyordu ne zamandır. Bizim elimiz değmedi tabii; günde ortalama iki saat evde bulunduğumuzdan. Fekat bu durumu bilen sadece biz değildik... Bir gaflet anında sevgilimin ailesini durumdan haberdar edince olanlar oldu (da ruhumuz duymadı akşama kadar)...
Dün sevgilimin babası ve bir tesisatçı, biz evde yokken evimize gelip, evimizin her köşesine itina ile yerleştirilmiş kalorifer peteklerinde incelemede bulunmuşlar... Her yere bakmışlar ya her yere! Hadi tesisatçı neyse de... Yok böyle bir utanç! Bu akşam onlara gideceğiz bi' de... Nasıl bakacağım yüzlerine bilmiyorum!
Dün sevgilimin babası ve bir tesisatçı, biz evde yokken evimize gelip, evimizin her köşesine itina ile yerleştirilmiş kalorifer peteklerinde incelemede bulunmuşlar... Her yere bakmışlar ya her yere! Hadi tesisatçı neyse de... Yok böyle bir utanç! Bu akşam onlara gideceğiz bi' de... Nasıl bakacağım yüzlerine bilmiyorum!
Niye eve hiç insan girmeyecek gibi davranıyo'sun be salak!? Bi' bok olmaz benden, buna karar verdim! Ühüh!
*Sınırlı Sorumlu Sınırsız Sorunlu AluminyumFolyo
3 yorum:
siyaz ben bok içinde yaşamaktan mutluyum da kayınpederle tesisatçı gelince olmadı, bozdu beni:D
harlemm kardeş blogunu ziyaret ettim süfer bişi başarmışın teprik ederim
ben başka bişeye takıldım. siz yokken nasıl giriyolar ki eve. anahtar verdiyseniz büyük hata. hemmen geri alın. gerek yok o kadar samimiyete.
ya su sen de pis misin nesin:D
liliyfh:leyleyteytey
Yorum Gönder