"Sayın Avukat
.....
Merkezimiz KBB alanındaki her türlü teşhis ve tedavi olanaklarına haiz bir özel dal merkezi şeklinde olup...
.....
Konu hususunda bilgilerinizi arz ederiz.
Op. Dr. Bilmemkim"
Hay maşallah! Zannımca Bülent Ersoy'dan Türkçe-Osmanlıca dersi almış bir zatı muhterem var karşımızda. Avukatlarla iletişim kurmanın yolunun ağdalı Türkçe konuşmak olduğunu, hukukçuların yalın Türkçeye kıl olduğunu duymuş bir yerden. Sıçmış nitekim...
"...e haiz" yaygın bir yanlış kullanım. Çok görmüyorum.Hoş görmüyorum. Hor görüyorum...
Asıl büyük garabet (rezalet mi demeliydim?) benim bilgilerimi arz etmesinde. Bilgime arz etse mesela, niye sunmuyor da arz ediyor diye eleştiririm. Ama kıçımla gülmem en azından. "Sen kimsin? Benim bilgimi kime arz ediyorsun? Amacın ne bu arzı ederken?" demezler mi insana...
Op.Dr. Bilmemkim yazmadı bu metni diyelim. Altına imza attığın yazıyı okumadı mı yahu? Minibüs şoförü yapsa bu hataları (ki yapmaz, Osmanlıca konuşmaya çalışmaz çünkü) diyecek lafım olmaz. Doktorlar muaf mı dili doğru kullanmaktan? Sadece Türkçe öğretmenlerinin ve hukukçuların mı bu konuda bir sorumluluğu var ya da?
DipNot:Konuyla doğrudan ilgili değil ama; Rocco reklamında "İstanbul 11.30 p.m." gibi bir ibare gördüm. Kınıyorum!
.....
Merkezimiz KBB alanındaki her türlü teşhis ve tedavi olanaklarına haiz bir özel dal merkezi şeklinde olup...
.....
Konu hususunda bilgilerinizi arz ederiz.
Op. Dr. Bilmemkim"
Hay maşallah! Zannımca Bülent Ersoy'dan Türkçe-Osmanlıca dersi almış bir zatı muhterem var karşımızda. Avukatlarla iletişim kurmanın yolunun ağdalı Türkçe konuşmak olduğunu, hukukçuların yalın Türkçeye kıl olduğunu duymuş bir yerden. Sıçmış nitekim...
"...e haiz" yaygın bir yanlış kullanım. Çok görmüyorum.Hoş görmüyorum. Hor görüyorum...
Asıl büyük garabet (rezalet mi demeliydim?) benim bilgilerimi arz etmesinde. Bilgime arz etse mesela, niye sunmuyor da arz ediyor diye eleştiririm. Ama kıçımla gülmem en azından. "Sen kimsin? Benim bilgimi kime arz ediyorsun? Amacın ne bu arzı ederken?" demezler mi insana...
Op.Dr. Bilmemkim yazmadı bu metni diyelim. Altına imza attığın yazıyı okumadı mı yahu? Minibüs şoförü yapsa bu hataları (ki yapmaz, Osmanlıca konuşmaya çalışmaz çünkü) diyecek lafım olmaz. Doktorlar muaf mı dili doğru kullanmaktan? Sadece Türkçe öğretmenlerinin ve hukukçuların mı bu konuda bir sorumluluğu var ya da?
DipNot:Konuyla doğrudan ilgili değil ama; Rocco reklamında "İstanbul 11.30 p.m." gibi bir ibare gördüm. Kınıyorum!
6 yorum:
Ben de bi parfüm reklamında (emin değilim, galiba Armani) "bilmem kaç 'em el' bilmem kaç 'em el' fiyatına" denmesine gıcık oldum. Yol şurdan şuraya bilmem kaç 'key em' diyor muyuz? Demiyoruz. Mililitreyse mililitre, kilometreyse kilometre denir benim bildiğim. Uzun geliyor öyle, nefes ziyanı oluyor deniliyorsa illa, "me le" ya da "ke me" de bari.
armani evet... grrrr!
ptesi sabahı suratımızda tokat gibi çarpan bu yazıyla güne başladık.evet
bazı böyle kendini bilmez lazımı gayri farıklar bilmiyorlar bilmediklerini de bilmiyorlar cehli mürekkep içinde debelenip duruyorlar.ben onlardan mıyım diye edebiyat hocamı aradım,titredim ve kendime geldim. bilgilerinizi arz ederim.
-bi kısa el em alayım mümkünse.
dilden maksat nedir?
anlaşmak,iletişimin sözlü kısmını gerçekleştirmek.
böyle baktığımda söylediklerim karşımdakinin anladığı kadarıyla anlamlı bir yerde. karşımdakine haizdir musahhardır gibi osmanlıca(ağdalı türkçe,eski türkçe,osmanlı türkçesi) kelimeler kulandığımda maksadıma ulaşamıyorsam iletişemiyorum demektir.
'öte yandan' dil'i kültürün bir ögesi, toplumun hafızasını taşıyan bir parçası yönüyle baktığımda bundan 40 sene önce yazılmış bir kitabı okuduğumda anlayamıyorsam mesela ağdalı tanımlamasının ne olduğu sorusu aklıma geliyor. burada kelimelerin ağırlığı/zorluğunu kim belirleyecek? toplum günlük hayatında bunu belirliyor görünüyor, ama buna uyduğumuzda 'herkes' gibi konuştuğumuzda ise en azından bana kısırlaşıyormuşuz gibi geliyor.
gibi.
bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
Üçyüz kelime ile konuşmak/konuşmaya çalışmak sakıncalıdır bence. Türkçe karşılığı yerleşmiş/yerleşmekte olan kelimelerin yabancı dildeki karşılıklarını kullanmak da bir o kadar sakıncalıdır bence. Türkçe konuşmanın ama Türkçeyi kısırlaştırmamanın bir yolu yok mudur sizce?
Bir sözcüğün Türkçe karşılığı yoksa ya da mesela Osmanlıca sözcük Türkçe'de aynı kapsam ve incelikle karşılanmıyorsa, göğsümü gererek ve anlamını bilerek Osmanlıca sözcüğü kullanırım. Türkçe karşılığı olan sözcüklerin yerine Osmanlıca karşılıklarını kullananlarla da bir sorunum yok hatta. Kişisel tercihtir, dilin zenginleşmesine katkı sayılabilir vs. Benim asıl tepkim Osmanlıca kullanan ve bunu yanlış kullananlara. "Haiz"in ne demek olduğunu, nasıl kullanıldığını bilmiyorsan ya aç sözlüğe bak ya da karşılığı olduğunu zannettiğin "sahip"i kullan yerine mesela.
Anlatabildim sanırsam:))
Yorum Gönder