28.8.08

Zaruri Orman Yangınları

Yıldırım Türker'in Radikal'de ne işi var hala diye düşünüp dururum hep. Bu fikrimi destekleyen pazartesi günkü yazısının bir kısmını aşağıda alıntıladım. Bence üşenmeyin tamamını okuyun...

"Dünyanın bize verilmiş parçasını koruyamıyoruz işte.
Gazetelerde Antalya yangınlarından öncesi-sonrası fotografları. Öte yandan, bir de bilmediğimiz, kimileyin ancak gazetelerin beşince sayfalarında küçücük birer haber olarak gözümüzden kaçan orman yangınları var. Onların neden yandığı, nasıl yandığı, yakanlar, söndürmeyenler, söndürtmeyenler belli. Ama seferberlik basını bu konuda fevkalade suskun. Çünkü o ormanların yanıp gitmesi bizim; o basının hitap ettiği kitlenin canını yakmıyor bellenmiş bir kere. Yakmaması gerektiği. Çünkü o ormanlar oranın ormanları. Adetleri farklı düşmanların yaşadığı, onlara sığınak, onlara anı, onlara dünya, onlara soluk olan ormanlar.
...
Şehadetin yüceltildiği, küçücük kız çocuklarının sahtekar müteahhitlerin kurbanı olduğunda şehit ilan edildiği, en büyük askerin bizim asker olduğu bu topraklarda hayatın kutsanabilmesi mümkün mü? Ölümün bunca yüceltildiği bir hayat tasvirinde dünyaya sahip çıkmak mümkün mü?
Şimdi güneydoğuda görüş alanını daraltıyor diye asker eliyle yakılan, söndürülmesi engellenen ormanlar hayatımızın baş kabusu olarak tütüyor. Biz bu savaşı kazanırız, öyle mi? Oradakileri aç, susuz, yolsuz, eğitimsiz bıraktık. Sürüye saydık. Ormansız, köysüz, topraksız, hayvansız, kuşsuz, dilsiz, anısız bıraktık. Bunu kahramanlığımızdan, vatanseverliğimizden, birlik ve beraberliğimizden yaptık. Bölücü kuş türleri, bitki türleri, insan türleri, kül olup havaya karıştı. Onlar vatana gerekmiyor zaten. Onlar zararlı. Kimseler en yeşil vatan bizim vatan, en büyük orman bizim orman diye şarkılar söylemesin. Biz bu vatanı yakarız da kimselere yar etmeyiz."

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Fonda : A Perfect Circle-Annihilation

Hiç yorum yok: