12.2.07

Cennetin Çocukları

Pinhanarcat'in hayatıma kattığı güzellik... Her izlediğimde hem ağlayacağım hem (u)mutlu olacağım sanırım.
Filmin orijinal adı: Bacheha-Ye aseman. Yönetmeni Mecit Mecidi (Majid Majidi diyor ecnebiler.)
Tek odada yaşayan bir aile. Üç çocuk, anne ve babadan müteşekkil bir aile. Anne hasta, kucağında bebeği... Çocuklarının korktuğu, seyircinin kızamadığı bir baba... 7 yaşındaki Zehra ve 9 yaşındaki Ali. Sorumluluk sahibi olmak zorunda kalan çocuklardan onlar... Ali Zehra'nın ayakkabısını tamire götürür, dönüşte iri, sarı patateslerden değil de küçük, kötü patateslerden seçmeye çalışırken alır götürür biri yanlışlıkla o ayakkabıları. Bunun üzerine de ancak bu kadar "dokunan" bir hikaye yazılır. Ancak bu kadar güzel bir film yapılabilir. Ancak bu kadar güzel oynayabilir iki güzel çocuk...
Fakirliği toplumsal ve bireysel yönden değerlendirmek zorunda bırakılır izleyici. Çok kendindendir çünkü Ali ile Zehra. Ve okul müdürü ve baba ve anne...
Baba birisinin cenaze töreni için camide kullanılacak şekerleri parçalamaktadır. Bu sırada kızı çay verir ona. Şeker ister baba. Kız neden kırdığı şekerlerden kullanmadığını sorduğunda da o şekerlerin kendilerinin değil caminin olduğunu bu nedenle kullanmayacağını söyler.
Fakir olduğu için insanları madden ve manen sömüren, bunu kendine hak gören, -malesef- zamanla aşina olduğumuz kişilerden değildir baba; öyle çocuklar yetiştirmemiştir.
Filmi değil kendini izler sanki izleyici... Bitince filmi değil kendi hayatını sorgular. Duyarlı, yoksul olmadan ve yoksullara acımadan onları anlayabilecek çocuklar yetiştirmek ister. Doğmamış çocuğunun bir gün kendisinden "nayk" marka ayakkabı istemesinden korkar...
İki çocuğu olsun ister sonra... Kardeşleri olsun, kardeş olsunlar... Hep güvensinler birbirlerine.
Hak yemesinler, haksızlık etmesinler... Haklarını arasınlar...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

birkaç ekleme yapmak istedim.
film, bütün bunları gösterirken, sokmuyor gözümüze, ajite etmiyor, yargılayıp kesip atmıyor. sadece gösteriyor.

ve konudan biraz uzaklaşmayı göze alarak, şunu da ekleyeyim:
acıtıyor içimi, şu günlerde tehdit altında olmaları. gazetelerde her okuduğum abd-iran gerginliği filmdeki çocukları getiriyor artık aklıma.
her an üstlerine bomba yağdırılabilir, ve biz yine film izler gibi tv'den izleriz olanları.
bu sefer olabildiğince gerçek...
kurgusuz...

AluminyumFolyo dedi ki...

@pac, çok doğru bir tespit katılıyorum efen'im...
ve evet korkuyla, öfkeyle bekliyoruz hala...