Geçen çarşamba akşamüstü ofisten çıkarken futbolla hiçbir alakası olmayan Doli'ye "dua et" dedim, "Beşiktaş'ın gücü bize yeter"... Korktuğum başıma geldi tabii ki... Son dakikada yediğimiz golle kaybetmemizi sindiremedim hiç içime. (Fenerbahçe yenilince yenilgiden çok kardeşimin ve sevgilimin üzülmesine dayanamıyorum aslında.) Son yıllarda Beşiktaş yönetimine ve futbolcularına gıcık oluyordum zaten! Galatasaray yönetimi ile paslaşmalar, "siz şampiyon olun"lar, "peki,siz de kupayı alın o zaman"lara ise sinirlensem mi mutlu mu olsam bilemedim.
Ta ki Demirören kupayı kucaklayıp kapı kapı gezene kadar.... (Birinin komik duruma düşmesinin, kişiye küçük de olsa bir haz vermesi için o insandan nefret etmesine bile gerek yokken, nefret ettiğiniz bir insanın kepaze olması ne büyük mutluluk!) Uzun süredir böyle eğlenmemiştim ne yalan söyleyeyim...
-
Şu yazıyı okudum Cumartesi günü:
...
"Tribünler inanılmaz, tüm komplo teorisyenlerine, risk savuşturucu İstanbul Emniyeti'ne, Marmara Bölgesi'ni geren güzergâhlar komedisine inat. Olması gerektiği gibi rengârenk; siyah, beyaz, sarı ve lacivert. Kızım neden Fenerbahçe formasında daha çok yıldız olduğunu soruyor, 'Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar'ı mırıldanıp konuyu dağıtıyorum çaresiz."
...
"Fenerlilerin törene katılmama nezaketsizliği bir hazımsızlık ya da Yıldırım bir tepki değilse Daum'un fikri olmalı; zira Kocaeli'ne 4-0 kaybettiğimiz finalde bizim hocamızdı ve o zaman da bilmediği halde milli marşımızı söylerdi. Gravatlı adamların podyumdaki varlığını sorgularken Gökhan Zan mikrofonlara ferah ferah konuşuyordu: "Çok güzel bir futbol gecesiydi, tribünler çok güzeldi, iki takım da çok güzeldi" derken 'başkanlara' ve çanak tutucu medyaya sinyal verir gibiydi. Ben de kendimi sokaklara atayım diyordum ama evde kalsam daha iyi; elinde kupayla kapı kapı dolaşan başkan belki bana da uğrar.Görmemişin gözü olsa ve anlatsa bize yoksunluğu ahh!"
...
Dün akşamki maçta Beşiktaş taraftarının tepkisini gördüm sonra... Satılmakla ilgili, "Ankara"ya, Zalad'a gönderme yapan tezahüratlarını dinledim keyifle...
Her ne kadar zamanında cılız bir kızın, sırf(!) -Fener'in Beşiktaş'ı yenerek şampiyon olduğu gün, Çarşı'nın önünde- Fenerbahçe forması giyiyor diye sıkıştırıp öldürmekle tehdit etmiş olsalar da... Kızcağız(!) araya giren çarşı esnafından bir kadın ve aralarındaki tek aklıselim sahibi insan tarafından canını kurtarmış olsa da...
Diğerlerinden farklı olarak; taraftar olduklarını gördüm bir kez daha, aşık olduklarını gördüm "bizim" gibi... "Feyirpley" falan tamam da "tutkulu aşk"a da saygı duyulmalı gerektiğinde...
6 yorum:
Sana kalkan eller "çarşı"ya girsin.
Cılız kız, sen bizim herşeyimizsin.
:)))
ahahahahaha!
yaratıcı senii... kız kaşınmış biraz gibi geldiydi bana ama... şımardı şimdi oluyo mu böyle? :)
tuncay kadar antipatik insan bu memlekete 100 yılda bir gelir ben onu bilir onu söylerim.
türkiyenin en fanatikleri çarşı grubu bence . çokda tehlikeliler. fb -gs maçı oldupu gün ( şu 4 çaktığımız maç :))) , bjk çarşı grubu , beşiktaş vapur iskelesinde ; fb atklı formalı ne kadar insanvarsa dövüp , atkılarını formalarını aldılar ..ohaaa dedim şehir eşkiyası . gündüz vakti , beşiktaşın göbeğinde . ve işin garibi polis yok . yoldan geçeni dövüyolar
@cornellius haşan sas ile bülent korkmaz ikilisinin yanında tuncayın esamesi okunmaz, azcık objektif ol.
@vintage, judge ile aynı fikirdeyim:D gesespor bayraklı arabaları ters çevirdiklerini duydum caddede...
ya sen süper bi şeymişşin ya ikizimi buldum sanki sims2 ve Fenerbahçe hayatımın yapıtaşları süpersin yaa:))
Yorum Gönder