22.6.05

Bir güzel insan...

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde... Günlerden bir gün sevgili ortakım bir dosyadan fotokopi almak üzere şarkı söyleyerek adliye yollarına düşer... Dosyanın bulunduğu mahkemeye gittiğinde, duruşması yakın olduğu için dosyanın duruşma salonunda olduğunu ve dosyaya ulaşmak için ak saçlı, pos bıyıklı mübaşir kişiyi kafalamak gerektiğini farkeder. Öykümüzün baş kahramanı olan mübaşire gidilir, dosyadan fotokopi almak isteği kendisine bildirilir. Mübaşir ise ne dosya ile ne de alınacak fotokopi ile ilgilidir. Kendisini tek ilgilendiren şey "yüksek möhendis" olan oğluna helal süt emmiş, okumuş, güzel biz kız almaktır. Ve onu bulmuştur. Hiçbir çekinme belirtisi göstermeden önce sevgili ortakımın ellerine bakar (aman yanlış bir şey yapmayalım nidaları ile). Akabinde sevgili ortakımın korku dolu bakışları arasında "Ne güzel kızsın sen, seni oğluma alayım mı? Yüksek möhendis benim oğlum!"u patlatır. Sevgili ortakımın bunu iltifat kabul eder, oradan korkarak/gülerek/elinde istediği fotokopilerle ayrılır.
Kader ağlarını örmektedir...
İki gün sonra - duruşmadan önce- dosyaya bir dilekçe vermek icap eder. Dosya hala duruşma salonundadır ve sevgili mübaşirle yine muhatap olunacaktır. İlk olarak dilekçe sevgili ortakımın ortakı (evet o ben oluyorum) tarafından hakime havale ettirilmekle mübaşir önüne koyulmaya hak kazanır(!) O sırada sevgili ortakım benden başka bir dilekçeyi almaya gelir, mübaşir hemen hatırlar kendisini. Üçlü arasında şöyle bir diyalog gelişir:
M- Sen bugün yine gelmiştin di mi?
D- Hayır pazartesi...
M- Hıı.. Bak unutmam ben. (Bana dönerek) Ne güzel kız ya...
A- Hihih...
M- Yalan mı?
A- Doğru doğru... Maşallah deyin...
D- Teşekkür ederim...
A- Dosyaya koyabilir miyiz şunu?
M- Tabi tabi... Bırakın şuraya...
D ve A- Teşekkürler... Kolay gelsin...
M- Güle güle... Yine bekleriz...
Derler ki; o mübaşir, o günden bu güne, dört gözle helal süt emmiş sevgili güzel ortakımı beklemektedir...
DipNot: Bir tevatüre göre de kendisi periyodik olarak memleketten tereyağı, bal vs. getirip mahkeme kaleminde teşhir etmek suretiyle satıyormuş. Yüce kişiliği önünde saygıyla eğiliyoruz...

2 yorum:

doli incapax dedi ki...

Biraz geç kaldım benimle ilgili bir yazıya yorum yapmakta ama olsun geç olsun güç olmasın:D Efenim bu yazının yazılmasından iki üç gün kadar sonra bahsi geçen mahkemede duruşmaya girmek üzere gittim. Bilenler bilir, duruşmanın söylendiği saatte başladığına pek rastlanmaz bu ülkede. Bazen saatlerce gecikir. Kapıda bir grup avukat bekleşir durur sabırla. Ama ben, aslında naif bir süper kahraman olan mübaşir amca sayesinde bu sorunu, hiç değilse o mahkemede çözmüş bulunuyorum:):) Davnın karşı tarafıyla ilgili bi sorun da yoktu, böylece duruşma salonuna intikal etmemle kendimi hakimin karşısında bulmam iki dakika bile sürmedi.
Söz amcacığım varcam müyendiz oğluna:P

doli incapax dedi ki...

Ha bu arada 7sine attı dosya, bu adam keşke hakim olaydı! Karar kesin lehe gelirdi! Bakalım amca o gün neler yapacak:)